İslâmî değerler sisteminin ortaya çıkardığı fikir, ilim ve sanat çerçevesinde inşa olunan İslâm medeniyeti, yüzyıllar içerisinde dünya ölçeğinde etkiye sahip müesseseler ve muhteşem bir tarihî birikim ortaya çıkarmıştır.
Türkiye bin yılı aşkın süren Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin de etkisiyle, kadim İslâm medeniyetinin meydana getirdiği eserler açısından oldukça zengin bir konumda yer almaktadır. Bugün Anadolu coğrafyasının her bir köşesinde rastlanan muhteşem İslâm mimarisi örneklerinin yanı sıra, Türk-İslâm tecrübesinin eseri olan müesseseler de İslâm medeniyetinin ülkemizde kökleşmesini sağlamış; asırlar içinde oluşan kültür ve sanat eserleri, İstanbul başta olmak üzere ülkemizin pek çok şehrinde Osmanlı mirası olarak günümüze ulaşmıştır.
Ülkemiz müzelerinin ziyarete açık mekânlarının yanı sıra depolarında da İslâm medeniyetine ait binlerce eser, yerli ve yabancı ziyaretçilerle buluşmayı beklemektedir. Çağdaş müzecilik teknikleri ve teknoloji bir arada kullanılarak bu zengin İslâm eserleri mirasının geniş kitlelerle buluşturulabilmesi düşüncesi ile İslâm Medeniyetleri Müzesi projesi ortaya çıkmıştır.
2019 yılında İstanbul’un ve Türkiye’nin en büyük camisi olarak hizmete açılmış Büyük Çamlıca Camii Külliyesi içerisinde konumlanan İslâm Medeniyetleri Müzesi, modern mimarisi ve sergilenen zengin koleksiyonlarıyla çok geniş bir tarihî mirası ziyaretçileriyle buluşturmaktadır.
İslam Medeniyetleri Müzesi’nde çağdaş müzecilik teknikleri kullanılarak dijital çalışmalar da hazırlanmış böylece ziyaretçilerin sadece görerek değil, etkileşimli deneyimler yaşayarak İslâm medeniyetini tanımaları hedeflenmiştir. Allah’ın “Hayy” isminden ilham alınarak hazırlanan, 2 dakika 17 saniyelik “Âb-ı Hayat” enstalasyonunda ayetlerle suyun gücü ve hayatımızdaki yeri anlatılmış, özel ses istasyonlarında ise Türk müzik makamlarının hastalıkların tedavisindeki kullanımlarından örnekler sunulmuştur.
Ana hatlarıyla 15 tematik başlık altında şekillendirilen İslâm Medeniyetleri Müzesi’nde 7.yüzyıldan 19.yüzyıla kadar tarihlenen 600’ü aşkın eser sergilenmektedir.
Eserler; Topkapı Sarayı Müzesi, Saray Koleksiyonları Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul Türbeler Müzesi, Vakıflar Müzesi ile Türk ve İslâm Eserleri Müzesi olmak üzere ülkemizin nadide 6 müzesinden özenle seçilmiştir.
Müzenin ilk bölümünde, Hz. Peygamber (s.a.v.) döneminden başlamak suretiyle ilk mâbedimiz Kâbe’ye ve İslâm’ın ilk dönemine ait eserler yer almaktadır. İslâm medeniyetinin bilim ve teknik sahalarında meydana getirdiği eserler ve İslâmî mimarinin örneklerinin sunulduğu bölümlerle devam eden müzede, mukaddes kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’e özel bir bölüm ayrılmıştır. İslâm dünyasının farklı dönemlerine ait ve her biri birer sanat eseri olan Kur’ân-ı Kerîmler bu bölümde sergilenmektedir.
İslâm sanatına ait en erken eserler arasında değerlendirilen Şam Evrakı içinden seçilmiş belge ve varaklar, İslâm Medeniyetleri Müzesi’nin özel bir bölümünü oluşturmaktadır.
İslâmî dönemde farklı ülkelerde kullanılmış sikkelerin yanı sıra Müslümanların fetihlerinde kullandıkları özel bir silah koleksiyonu da müzede ziyaretçilerin beğenisine sunulmaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) sevgisinin tezahürü olarak, bilhassa Osmanlı döneminde mukaddes emanetlerin muhafazası için yapılan mahfazaların yanı sıra kaftanlar ve tılsımlı gömlekler bölümleri ile İslâm medeniyetinin değişik boyutları göz önüne serilmektedir.
İslâm sanatında önemli bir yere sahip olan geleneksel sanatlarımızdan hat, tezhip ve ebru alanlarındaki şaheserlerin yer aldığı hüsn-i hat bölümü ile çini sanatına ilişkin bölümün ardından, beratlar ve fermanlar ile Türk dokuma sanatına ilişkin koleksiyonlarla İslâm Medeniyetleri Müzesi tamamlanmaktadır.
İslam Medeniyetleri Müzesi pazartesi hariç her gün 09.00 – 20.30 saatleri arasında ziyarete açıktır.